Kayıtlar

Haziran, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Keşke Ülkesinden, İyi Ki Ülkesine

Resim
Keşke Ülkesinden İyi Ki Ülkesine En çaresiz, en buruk, en can sıkan kelime keşkedir. Eksik bırakılan, yeterince çaba sarf edilmeyen, yanlış yapılan ve bazen de yapılabilecekken denenmekten korkulanların ardından gelen pişmanlık namesidir. Bazılarınız için sıradanlaşmış bile olabilir. Bu sıradan gibi gelen kelimeyi gün içinde fazlaca söylediğiniz için gözünüzde çok büyütmezsiniz. Aslında her söylediğinizde, diğer olumsuz tüm kelimeler gibi bu da size negatif izler bırakır. Keşke demeyeniniz elbette yoktur. Ancak çok diyeniniz ve az diyeniniz vardır. Ne için dediğiniz de pişmanlığınızın ya da çaresizliğinizin boyutunu belirler. Şimdi siz de bir düşünün, neden keşke dediniz ve demeye devam ediyorsunuz? Bu durumlar gerçekten keşkenin esaretini hak ediyor mu? Geçmişte bir olay yaşadınız. Yaptığınız bir şey size yanlış geliyor. Başka türlü yapsaydınız sonucun değişeceğini ve sürekli neden öyle yapmadığınızı sorguluyorsunuz. Bir yere kadar bu yaptığınız gereklidir. Yanlış olarak gördükleriniz

Aydınlığa Köprü Umut

Resim
Aydınlığa Köprü Umut İmkansızı mümkün kılan, gerginliği yumuşatan, yangını söndüren, sendeleyen gücü yerine getiren ve nihayetinde olmayanı olduran yegane şeydir umut. Hayat acımasızdır, insanlar ise zalim. Fakat Aşık Mahzuni Şerif, ‘’zalimin zulmü varsa mazlumun Allah’ı var’’ diye boşuna dememiştir değil mi? Ben birinden kötülük gördüğümde ya da dara düştüğümde hep içimden bunu söylerim. Haklılığından mıdır bilmem, yüreğime su serper. Hepiniz dara düşersiniz, zor zamanlar yaşarsınız, kötü insanlarla karşılaşırsınız. Böyle zamanlarda en kolayı pes etmektir. Yani siz öyle zannedersiniz. Çünkü aslında pes ettikten sonrası sizi rahatlatacak gibi gelse de vicdanınız dürtüp durur. Kendinize neden, nasıl sorularını sormamak için de hep haklı sebepler ararsınız ama bunlar genelde bahaneden öte gidemez. Bir yere kadar sebepler olduğunu söyler kendinizi kandırmaya çalışırsınız. Sonunda yine yenilirsiniz ve neden sorusu gelir çarpar suratınıza. Dilinize dolananların bahaneden başka bir şey olmad

Mutluluğun Kardeşi Sorumluluk

Resim
Mutluluğun Kardeşi Sorumluluk Bu hayatta yapabileceğiniz en kolay şey oturduğunuz yerden konuşmaktır. Yargılarsınız, infaz edersiniz, eleştirir, yerden yere vurursunuz. Bunları asla sorumluluk sahibi insanlar için söylemiyorum. Söylediklerim ve tavsiyelerim, sadece konuşup icraat zamanı geldiğinde parmağını kıpırdatmayan insanlar için. O onu neden yaptı, böyle de yapabilirdi, ben olsam öyle yapmazdım, ben de bu şekilde yaptım ama benim nedenlerim vardı ama ama ama… Sorumluluk sahibi olmanın omuzlarınıza yük olmasından çok mutluluğunuzu nasıl beslediğinden bahsedeceğim size. Evinizde pişirdiğiniz yemeğin, artık kalan kısmını hayvanlara vererek değerlendirebilirsiniz. Ancak bunun için yemeği bir kaba alıp içine ekmek doğramanız ve karıştırmanız gerekir. Ardından sokakta uygun bir yere yanında bir kap suyla birlikte bırakmalısınız. Düşündünüz ve çok teferruatlı bir iş gibi geldi, kolay olanı yapıp çöpe döktünüz. Bunların sonucunda ne olduğunu ben size söyleyeyim; birkaç hayvan üşendiğiniz

Korkmak Sevdaya Dahil Değil

Resim
Korkmak Sevdaya Dahil Değil İnsanlara güvendiniz, sevdiniz, aşık oldunuz ve aldatıldınız. Aldatılmasanız da ona yakın bir şeyler mutlaka yaşamışsınızdır. Çünkü herkesin hayatında ikili ilişkilerle alakalı kötü anıları olmuştur. Yaşadıklarınız sizi yıldırmış, bir köşeye sinmenize neden olmuş olabilir. Uzun süre kimseye yaklaşmak istemeyebilirsiniz. Bence yapılması gereken de budur. Yani bir köşeye çekilip depresyona girmek değil tabii ki. Sadece ruhunuzun da dinlenmeye ihtiyacı olduğunu, tazelenmek için biraz zaman tanımanız gerektiğini söylüyorum. Yoksa kimse, hiç kimse arkasından yas tutulacak kadar önemli değildir. Güven yıkılması kolay, yapılması zor olan bir yapıdır. Yalnızca ikili ilişkilerde değil hayatımızın her alanında olması gerekir, aksi durumda yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Çoğu insan demeyeceğim, bence her insan güvenini yitirecek olaylar yaşamıştır. Az mı çok mu bilmemem ama bir tutam da olsa olmuştur. İhanet, yalan, gizleme, erteleme ve benzeri durumlar bazen tamamen

İğne ve Çuvaldız Şart Mı ?

Resim
İğne ve Çuvaldız Şart Mı ? Hata yapanı suçlamak ne kadar kolay değil mi? Yaptıklarını acımasızca yüzüne vurmak, kendi yaptığınızı düşünmemek, faturayı sadece karşınızdakine kesmek… Söyledikçe söyleyesiniz gelir. Sanki dünyanın kötüleşmesine en büyük sebep karşınızdaki insanın yaptığıymış gibi… Kendinize dur demeden konuşmak, suçlamak çığ gibi büyüyen bir kin türüdür aslında. Bir süre sonra kendi kendinizi gaza getirdiğinizi fark etmezsiniz ve belki de onun yaptığı hatadan çok daha fazlası sizin söylediklerinizde olmaya başlamıştır. Her zaman söylemek kolay, dinlemek ise zordur. Siz kolay olanı yapmak isterken zor olan bütün kısmı karşı tarafa yüklemek istiyorsunuz. Şunu unutmayın ki siz söylerseniz bir yerden sonra karşınızdaki de söyleyecektir. Yani ne kadar söylerseniz duymaya da o kadar razı olacaksınız. Aksi takdirde karşınızdakinden duyduklarınız öfkenizi daha da körükleyecektir. Bir de bu durumun farklı bir yanı var; siz konuştukça rahatladığınızı zannederken sürekli öfke kustuğu

Sevdiğin Özgürlük Mü, Sorumsuzluk Mu ?

Resim
Sevdiğin Özgürlük Mü, Sorumsuzluk Mu ? Bir şeyi başarmak istediğinizde, zirveye çıkmak zor gelebilir. Tüm çabalarınızla zirveye çıktıktan sonra asıl zor olanın orada kalmak olduğunu anlarsınız. Asıl çaba orada başlar. İlişkiyi kurup, devam ettirmeyi de buna benzetebilirsiniz. Tanımaya uğraştınız, zar zor güvendiniz ve başladınız. Sonrası hep güllük gülistanlık mı? Tabii ki değil. Dikenlere rağmen gül bahçesinde mutlu olmak da sizin elinizde, gülleri ezip dikenlerle baş başa kalmak da… Yetişkin bir insan olduktan sonra hayatınıza yeni birini almak oldukça zordur. Hele ki yaşanmışlıklarınız varsa… Tanımak zahmetli, güvenmek imkansız gibi gelebilir. Ancak insansınız ve duygularınızın dürtüsüne kapılabilirsiniz. Zaten bu harika bir şeydir. Böyle durumlarda tanışma ve flört evreleri inanılmaz keyiflidir. Öyle olsa da güvenmek ne kadar mümkün? Çok zorlu bir eylemdir güvenmek. Kimi zaman direnirsiniz. Nihayetinde duygularınız devreye girer ve sizi güvenmeye ikna eder. Hoşlanıyorsunuz, duygula

Fedakarlığın Ölçüsü

Resim
Fedakarlığın Ölçüsü İyi duyguların kesinlikle miktarı yoktur. Biraz seviyorum diyemezsiniz. Bunu dediğinizde ya kendinizi kandırıyorsunuz ya da olmayan bir şeyi oldurmaya çalışıyorsunuz demektir. İkileme düştüğünüz zaman bilin ki yanlış bir şeyler var. Birini sevdiğinizden emin değilseniz çok net söylüyorum ki onu sevmiyorsunuz. Bazı duygular sadece çok olduğunda var olabilirler. Aşk gibi sevgi gibi… Bana göre bunlar orta kıvamda yaşanamaz. Sevginin, aşkın, hoşlanmanın en güzeli çok olan halidir. Sizi bu hayatta en mutlu edecek şey kesinlikle sevmektir. Sevdikçe içinizdeki tüm iyi duygular uyanır, yaşamaya teşvik eder. Tabii karşılıklı sevgiden bahsediyorum. Birini seviyorsunuz ve o da sizi seviyorsa dünyadaki cennetin kapısını bulmuşsunuzdur. Sakın bırakmayın peşini. Sıkı sıkı sarılın. Hislerinizi abartın. Çok sevin, çok aşık olun, çok heyecanlanın, çok hayal edin, çok ağlayın, çok gülün… Yani ne yapıyorsanız çok yapın. Ancak bu gibi iyi hislerin yanında aşkın kemiricisi olan kötü hi

Yazmanın Sihri

Resim
Yazmanın Sihri Kendinizi rahatlatmanın tabii ki pek çok yolu vardır. Yürüyebilir, yemek yapabilir, birileriyle konuşabilirsiniz. Ancak bazı zamanlarda yerinizden kalkmak da, birine laf anlatmak da zor gelebilir. Böyle durumlarda size dost olacak en güzel şeyler harflerdir. Siz anlattıkça birleşir kelime olurlar, kelimeler birleşir cümle olurlar, cümleler de size bağ olurlar. Bu bağlar hem yanmış bir yara olan dertlerinize serin bir nefes, hem de gücünüzü fark ettiren bir yol göstericidirler. Yazarken daha önce fark etmediğiniz şeylerin olduğunu göreceksiniz. Bunu düşünememiştim diyeceksiniz. Bir ışık olacak kaleminiz. Nasıl, ne yazmalıyım diye düşünmenize gerek yok. Her yere, her şekilde yazabilirsiniz. Çevrenizde ne kadar insan olsa da, iç dünyanızda yalnızsınız. Oradaki yankıları sadece siz duyarsınız. Bu yankılar bir süre sonra kalabalıklaşır, sizi yorar. Bir konu üzerinde düşünür düşünür sonuca varamazsınız. Böyle bir durumda da yazılarınız size yardım edecektir. Hem olayları sıral

Bir Takım Kötüler, Bir Takım İyiler

Resim
Bir Takım Kötüler, Bir Takım İyiler Hayatınızı olumlu ya da olumsuz yapmak sizin elinizdedir. Fakat bunu bazen sadece kendi içinizde halledemezsiniz. Dışardan müdahale eden bir sürü etkenle karşılaşırsınız. Bunların başında diğer insanlar gelir. İyi insanlar ve kötü insanlar, hayatınızdaki konumlarına göre, üzerinizde pek çok konuda iz bırakırlar. Tüm insanları hayatınızdan çıkaramazsınız. Bir kısmıyla mücadele etmek zorundasınız. Mesela aileniz, kardeşleriniz, yakın akrabalarınız… Peki ya diğerleri? Arkadaşlar, ortaklar, komşular, eşler, dostlar… Erken yaşlarda tüm insanlar iyi gelir gözünüze. Sorgusuz güvenir ve yakınlaşırsınız. Ta ki büyümeye başlayıp, iyiliklerle ve kötülüklerle yüzleşene kadar. Bir takım yaşanmışlıklardan sonra kimliğiniz belirlenmeye başlar zaten. Bazılarınız hala zarar veren insanları bırakamazken, bazılarınız kendini herkesten soyutlayıp, insan sevgisini devre dışı bırakır. Her iki durumda da mutsuz hissediyorsanız bir şeyler yanlış demektir. İnsanlara karşı n

Bir Patilik Huzur

Resim
Bir Patilik Huzur Kendinizi çok yalnız, mutsuz, yorgun hissettiğinizde; canınızın sıkkın olup, kimseye dert anlatmak istemediğinizde yardımınıza koşacak birilerini biliyorum. Dertlerinizi anlatıp bunalmadan, konuşmaya gerek duymadan sadece onun hareketleriyle rahatlayabilirsiniz. Hem sizin ona hem onun size ihtiyacı var. Çok büyük bir şey beklemeyin, bahsettiğim sadece kedi. Evet, her gün sokakta gördüğünüz küçük bir hayvandan bahsediyorum. Hiç farkına varmamış ya da ön yargılı davranmış olabilirsiniz. Ancak dikkat ettiğinizde inanılmaz bir terapist olduğunu fark edeceksiniz. Ben size kendi kedim olan Luna’nın hallerinden ve bana ne kadar iyi geldiğinden bahsedeceğim. Siz de bir kedi insanı nasıl mutlu ve huzurlu edebilir onu görmüş olacaksınız. Öncelikle Luna’nın nasıl geldiğini anlatmak istiyorum. Garsonluk yaptığım zamanlardı. Eve inanılmaz yorgun geliyordum. Onca insanla uğraşmak, strese girmek ve dokuz saat boyunca ayakta çalışmak sinirlerimi oldukça yıpratıyordu. Evden dışarı adı

Kırmızı Mücadele

Resim
Kırmızı Mücadele Erkekleri de içine alan, bilhassa kadınları yutan bir konudan bahsedeceğim. Kadınların bir kısmını huzursuz eden, bir kısmının hayatını cehenneme çeviren dönem. Hemen anlamışsınızdır zaten. Evet; reglden bahsediyorum. Çözümsüz çile, aynı zamanda mucize döngü. Tabii ki en çok kadınları etkiliyor ancak ben erkekleri de etkilediğini düşünüyorum. Şimdi bu dönemin zorluklarına hem kadın gözünden hem erkek gözünden bakmaya çalışacağım. Biz kadınlar için olsa derttir, olmasa daha büyük dert. Olmadığında ya da geciktiğinde; istemsiz olarak duygu dalgalanmalarıyla, hassaslaşma ve fiziksel zorluklarla karşı karşıya kalırız. Olduğunda da bunların iki katıyla… Siz de benim gibi aşırı ağrılı geçiriyorsanız beni daha iyi anlayacaksınız. Zira ağrısız geçiren arkadaşlarımın ‘’aman ne var bunda abartılacak, düşünme sen o ağrıyı’’ dediklerini çok duydum. Regl dönemlerinde karşılıklı empati kurma ve sabırlı olmayı iki katına çıkarmamız gerekiyor. Regl olan birinin çevresindeyseniz ona bi