Terapistim Mutfak

Terapistim Mutfak
Terapistim Mutfak

Evinizde bir psikiyatri kliniği olduğunu biliyor muydunuz? Evet, var ve adına mutfak deniyor. Doktorunuz da sizsiniz. Tencereler, tavalar, tepsiler, kap, kacak ile malzeme olarak kullandığınız ne varsa tedavi aracınız oluyor. Nihayetinde ortaya çıkan yemek de tedavi sonucunuz. Bir kısmınız kesinlikle bunları biliyordur zaten. Ancak farkına varamayanlar için söylüyorum; mutfağa girmek muazzam bir tedavi yöntemi. Ne yaparsanız yapın, kime yaparsanız yapın, hatta nedensiz yapın ama mutfağa girin ve yapın. Sonuçlara inanamayacaksınız.

Gün içerisinde canınızı sıkan şeyler oldu, kendinizi eve attınız; uzun zaman evdeydiniz, bunaldınız; derdiniz var çözemediniz… Düşünmekten kafayı yiyeceksiniz. Ruhunuzun derin bir nefes almaya ihtiyacı var. E şimdi insanlarla konuşmak da istemiyorsunuz ki kişi bazen sadece kendisiyle baş başa kalmak ister. İster ama bu baş başa kalınan zamanda kendini bunalıma da sokabilir. Bu da çok muhtemel bir durumdur. Ne yapsanız acaba? Yorganı kafaya çekip uyusanız uykunuz yok, varsa da bunu pek tavsiye etmiyorum. Uyuyunca hiçbir şey çözülmediği gibi uyandığınızda sorunların devam etmesi daha yıkıcı olabiliyor. Depresyonun kapısını aralamaya hiç gerek yok. Ben size bir adres vereyim, kendinizi oraya atın. Hemen yanı başınızdaki mutfağınıza gidin. Bugün orası sizin meskeniniz olsun.

Üşenmeyin, yerinizden kalkın. Kimseyi de almayın yanınıza. Kendinizle kalıp, kafanızı dağıtmanın en güzel yolu bu. Bir yemek düşünün. Bu çok iyi yaptığınız bir yemek de olabilir, internetten bulduğunuz, ilk defa deneyeceğiniz bir yemek de. Ben farklı şeyler denemeyi çok sevdiğim için genelde yeni tarifler buluyorum. Her seferinde çok iyi sonuçlanmıyor ama olsun yenebilecek kıvamda olması yeterli. Çünkü amaç daha çok psikolojik rahatlama sağlamak. Neyse, yemeğinizi, seçtiniz, malzemeleri de ayarladınız. Hemen bir müzik açın. Yemek yaparken şarkı söylemek muazzam bir aktivite. Artık hazırsınız. Doğradınız, karıştırdınız, yoğurdunuz, olmayanı uydurdunuz… Bunları yaparken istemsizce sorunlardan uzaklaştınız. Kafanız bir nebze rahatladı. Kendinizle zaman geçirdiniz. Bir şeyler paylaştınız. Yemeğiniz pişti. Lezzeti önemli değil, mutfaktan çıkarken dertlere ara vermenin üzerinizde bıraktığı dinginlik önemli. Mutfağı ve yemek yapmayı sevmiyor olabilirsiniz ama bunu bir zorunluluk ya da sorumluluk olarak görmeyeceksiniz. Bu yüzden size iyi gelecek diye düşünüyorum. Pişirdiklerinizi kendiniz yiyemiyorsanız, çevrenizdekilerle paylaşabilirsiniz. Bingo! Bir taşla iki kuş; hem yemek yapıp rahatladınız hem de paylaşmanın pozitifliğini aldınız.

Benim rahatlamak için seçtiğim yollardan en sevdiğim, yemek yapmak. Özellikle tatlılara bayılıyorum. Diyette olduğum için de kalorisi düşük şeyler keşfetmeye çalışıyorum. Hatta denediğim bir atıştırmalıktan bahsedeyim. Belki size de bir seçenek olur.

Terapistim Mutfak
Terapistim Mutfak

Geçen gün markette dolaşırken yulaf kepeği diye bir şeyle karşılaştım. Denemek istedim. Zaten mutfakta çok mutlu oluyorum, bir de yeni bir şey denemek harika geliyor. Kuru kayısı ve fındığı ayrı ayrı rondodan geçirdikten sonra aynı kaba aldım. Benmari usulü erittiğim bitter çikolatayı da ekledim. Yulaf kepeğini de kattıktan sonra iyice karıştırdım. Yulaf kepeğini azar azar koydum ki çok katı olmasın. Kıvamını beğendikten sonra top top yapıp tabağa dizdim. Donması için buzdolabına koydum ama biraz sert oldu. Bir dahakine dışarda bırakacağım. Kuru kayısı olarak gün kurusu da kullanabilirsiniz ya da hurma. Hiçbir şeyin belli bir ölçüsü yok. Tamamen kıvamını nasıl istediğinize bağlı. Sütlü çikolata ve cevizle de deneyebilirsiniz. Sizin damak zevkinize kalmış. Ben çıkan sonuçtan memnun kaldım. Kahve yanına harika oluyor. Resmen doyuruyor. Üstelik rahatlatıyor da, daha ne olsun. Sevdiğim için paylaşmak istedim, yapıp yapmamak sizin tercihiniz. Ağzınızın ve ruhunuzun tadının bozulmaması dileğiyle…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Keklik resimleri

Ankara Kedi Evi

Posta Güvercin Türü