Daha İyi Olamaz Mısın ?

Daha İyi Olamaz Mısın ?

Kötü insanları yargılamak ne kolay değil mi? Alenen kötülük yaptığı belli çünkü. Onlardan rahatça şikayet edebiliriz. Çok da rahatlarız, sanki onların kötülüklerini konuşmak bize iyi gelecekmiş gibi. Aslında bir noktaya kadar haklıyız ama bir noktadan sonra da haksızız. Hangi noktalar bunlar? Kötülük saçan insanlardan uzak durmak, bize zarar veriyorsa tepki göstermek doğru. Fakat kendimizi görmeden bir başkasını yerle bir etmek? İşte bu noktadan sonrası yanlış.

Şimdi bir düşünün, kaç kez iyi bir insan olup olmadığınızı sorguladınız? Düşündünüz, iyisiniz. Çünkü başkalarına kötülük yapmıyorsunuz. Bu da sizi bir yerde iyi bir insan yapıyor. Peki en önemli soru; gerçekten ‘’yeteri’’ kadar iyi misiniz? Başkalarına kötülük yapmamakla iyi olunmuyor maalesef. Mahallede oturan, kimseyle alakası olmayan, tanıdığınız biri sorulduğunda genellikle; ‘’ne bileyim, kendi halinde, etliye sütlüye karışmaz’’ dersiniz değil mi? Kesinlikle iyi biri diyebilir misiniz? Tabii ki diyemezsiniz. Etliye sütlüye karışmadı da iyi mi oldu şimdi, olmadı efendim. Etliye de sütlüye de karışacaksınız. Burnunuzu sokmayacaksınız elbet ama iyilik yapmak varken köşede oturmayı da seçmeyeceksiniz. Sorgulayacaksınız. Kendinizi her konuda, baştan aşağı sorgulayacaksınız. Daha iyi olamaz mıyım, diye soracaksınız.

Gün içinde yaptıklarınızı gözden geçirebilirsiniz. Sokakta bir çok hayvan var. Genelde insana yaklaşmazlar çünkü insanlar da onlara yaklaşmazlar. Yanından geçip gitmek yerine, bir kedinin ya da köpeğin başını okşayabilirsiniz. Ne kadar mutlu olduklarına inanamazsınız. Bir kap yemek ve bir kap su koymak da çok zor bir şey değil. Hatta bu şekilde onların hayatını bile kurtarmış olabilirsiniz. Yemek ya da su verdikten sonra uzaktan bir izleyin. Nasıl yediklerini gördükçe siz de mutlu olacaksınız. Buna garanti verebilirim.

Sinirli misiniz, bunu sorgulayın. Sinirli insanlar ‘’ben zaten sinirliyim’’ deyip işin içinden çıkmaya bayılırlar. Bu sadece ve sadece acizliktir. Kendinizi, siz yönetmiyorsanız kim yapacak bunu? İnsanların kalbini kırdıktan sonra ne kadar mutlu olacaksınız? Ben söyleyeyim; ne kadar haklı olursanız olun hiç mutlu olmayacaksınız. Tabii ki hak etmeyene gereksiz sabır göstermeyin. Yine de mümkün mertebe, dilinizi kirletmek yerine uzak durmayı seçebilirsiniz. Sonra ‘’ben niye bunu söyledim, o hak etti ama ben böyle bir insan değilim’’ pişmanlığını yaşamamış olursunuz. Böyle insanlarla kendimce nasıl başa çıktığımı ayrı bir yazımda anlatacağım size.

Başka ne yapabilirsiniz bir düşünün. Uzun zamandır aramadığınız birini 5 dakikalığına da olsa arayabilirsiniz. Beklemediği bir anda hatırlandığı için karşı tarafın pozitif enerjisi size de yansıyacaktır. Evde boş oturuyorsanız kalkıp bir şeyler pişirip komşularınızla paylaşabilirsiniz. Paylaşmak her zaman, yan etkisi olmayan ilaç gibidir. Sürekli gittiğiniz yerlerde, gördüğünüz insanlara selam verin mesela. Size verilmese de siz verin. Yurtta yan odamda kalan iki kız bana hiç selam vermediği halde, ben her gördüğümde onlara selam verirdim. Onlar da mecbur kalıyorlardı. Bir süre sonra onların da buna alıştığını hatta bana gülümsediklerini gördüm. Yani iki asık suratı düzeltmiştim. Siz de deneyin, çok iyi hissettirecek. Alışveriş yaparken satıcılarla yumuşak diyaloglar kurun. Hem onlar daha istekli yardımcı olacaklar hem de siz daha rahat olacaksınız. Ayrıca zaten yaptıkları zor işe bir de siz zorluk ekleyip, günlerini berbat etmemiş olacaksınız. Elbiseyi almasanız da mağazadan iyi hislerle ayrılmış olacaksınız.Yaşlılara yardım edebilirsiniz, unutmayın siz de o konuma geleceksiniz ve umursanmamak sizi de kahrecek. Bir selam, bir hal hatır sorma, bir ufak yardım iki tarafa da iyi gelecektir.

Gördünüz mü? İyi insan olmak zor değil ama siz isterseniz değil. Dünya yeterince karmaşık ve maalesef insanlar yüzünden kirli. Siz bu dünyaya küçük dokunuşlarla kocaman iyilikler bırakabilirsiniz. İyi bir insan olmanız ve iyi insanlarla karşılaşmanız dileğiyle…