Bugün Sizin

Bugün Sizin
Bugün Sizin

Çoğunuz hemen her gün çalışıyorsunuz. İşte ya da evde hiç fark etmez. Hayat bunu gerektiriyor çünkü. Sorumluluklarınız var, durmuyorsunuz, dinlenmiyorsunuz, fırsatınız da olmuyor. Kendinizi düşünmeden onlarca şey düşünüyorsunuz. Ailenizi, işinizi, derslerinizi, arkadaşlarınızı… Kendinizi düşünmek aklınıza bile gelmiyor. Peki neden kendinize bu kadar düşmanca davranıyorsunuz?

Kendinize zaman ayırmak, en az diğer tüm işler kadar önemlidir. Olumsuz hissetmenizin en büyük nedenlerinden biri ara vermeden, verdiğiniz aralarda da başka şeylerle ilgilenerek koşturmanızdır. Her şeye yetişmeye çalışırken kendinizi çok arkalarda bakıyorsunuz. Bedeniniz de size küsüyor. Sebepsiz baş ağrısı, halsizlik, yorgunluk, keyifsizlik… Hasta olmadığınız halde bir yerleriniz ağrıyor, hatta sızım sızım sızlıyor. Yani görünürde hasta olmadığınız halde… Ruhunuzun hasta olduğunu göremiyorsunuz, durup düşünmediğiniz için de farkına varamıyorsunuz. Dünyadaki hangi iş sizi bu kadar hırpalamaya değer? Tabii ki çalışacaksınız, başaracaksınız. Aksi takdirde de mutlu olamazsınız zaten. Fakat dur durak bilmeden çalışırsanız bir yerden sonra veriminiz düşecektir.

Elbet tatil gününüz olacaktır. Bugünü neden kendinize ayırmıyorsunuz? Bırakın her şeyi bir kenara, bir günlük hiçbir şeyi düşünmeyin. Ruhunuza detoks uygulamak gibi düşünün. Canınız ne istiyorsa onu yapın, ne yemek istiyorsanız onu yiyin. Diyetteyseniz de bir güncük diyete ara vermenin kimseye zararı olmaz. Ancak bedeninize, iradeli ve güçlü olup, ertesi gün devam edeceğinize söz verin. Sevdiğiniz şeyleri yiyin tabii ama şeker hastasıysanız baklavaya gömülmeyin.

Ben böyle günlerde evden çıkmamayı tercih ediyorum. Siz sürekli evdeyseniz bir günü dışarda geçirin derim, en azından bir kısmını. Sürekli dışarda çalışıyorsanız, evde olsanız da ev işinden başka bir şey yapmıyorsanız evinizin tadını çıkarmak da iyi gelebilir.

İstediğiniz saatte uyanın, mis gibi bir kahvaltı yapın. Sonrası tamamen size kalmış. Kitaplar arasında kaybolun, filmler, diziler izleyin, dışardan yemek sipariş edin, çikolata yiyin… Aklınıza ne geliyorsa onu yapın. Bugün sizin gününüz. En yakınlarınız hariç kimsenin telefonunu da açmak zorunda değilsiniz. Dertlerinizi bir kenara bırakın. Hiçbir şey olmuyormuş gibi yaşayın. Bu sürekli yaptığınız bir şey değil sonuçta. Dünyanın sorumluluğu da bitmez efendim. Bu sebeple; şöyle ayaklarınızı uzatıp, arada bir keyif yapmak sizin en doğal hakkınız. Yatın, kalkın, sonra tekrar yatın ve tekrar kalkın. Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta var. Lütfen aşırı uyumayın. Uykunun fazlası her zaman sağlıksız gibi geliyor bana. Ya baş ağrısı yapıyor, halsizlik ve ağırlık çöküyor ya da yattıkça yatasınız geliyor ve bunalıma sebep oluyor. Yapmak isterseniz dışarı çıkıp bir saat yürümek de keyfinizi arttıracaktır. Tabii isterseniz!

Bugünün püf noktası da şu; yalnız kalmak. Yani kendinizle baş başa. O kadar iyi gelecek ki inanamayacaksınız. Dinlenmiş, arınmış, huzur bulmuş olacaksınız. Günü uzun bir duş seansıyla bitirmenizi tavsiye ederim. Bunlar benim uyguladıklarım ve bana iyi gelenler. Siz çeşitlendirebilir ve değiştirebilirsiniz. Önemli olan sizsiniz! Kendinizi hatırlamanız dileğiyle…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Keklik resimleri

Ankara Kedi Evi

Posta Güvercin Türü